Sabah 1 saat yürüyüşten sonra, ofise gelirken Athena'nın 'kafama göre' şarkısını son ses dinledim. Athena bil vesile teşekkür ederim iyi geldi şarkın:) Bir taraftan Carl Sagan'ın küçük mavi noktası geliyor aklıma. Arada geleceği ve arkamda bırakacaklarımı düşünsem de, dediğim gibi öyle yoğun bir stres altında hissetmiyorum kendimi. Ona rağmen dün ve bugün internette en az 5-6 saatimi intestinal mataplasia vakası okumaya harcadım. Intestinal metaplazi hastalarının endoskopi videolarını izledim, kendi endoskopi fotoğraflarımla karşılaştırdım. Yok yok benimkiler videolarda gözüken kadar kötü gözükmüyor :) Ayrıca kolonoskopi yaptırmayı de düşünüyorum. Sonuçta midede bulunan bir bakteri bağırsaklara da inmiştir gibi geliyor. Böyle internette dolaşıp neymiş diye araştırmamam ve bir iki doktora güvenip dediklerini yapmam gerekiyor, neticede öyle de yapacağım fakat galiba biraz da istemsizce merak ediyor insan. Ayrıca dün öğlen akdeniz salatası, akşam yemeği olarak da 1 tabak buharda pişmiş sebze yedim. Bu öğen pilav, nohut ve yoğurt. Genelde öğlenleri et yemeği yerdim, iki gündür ete dokunmaya çekiniyorum. Bir diyetisyene gidip reflü ve gastrit için diyet listesi alacağım ve uzunca bir süre bunu uygulayacağım.
İnternette DoktorSitesi, DoktorTakvimi gibi web sayfaları ve doktorların konuyla ilgili kendi hazırladıkları sayfalar var. İki doktora mail atarak, bir doktora da bu sayfalar üzerinden biyopsi raporumu yollayarak bilgi talep ettim. Merak ettiğim bu noktadan sonra geriye dönüş, iyileşme şansı var mı... Tabi bu yorumlara para vermediğim için cevap verme zorunlulukları yok ve çoğu doktor için iş sadece iş. Dolayısıyla para vermeden yorum yapmalarını talep edebilirim fakat beklenti içine girmek doğru olmaz... Örneğin İstanbul'da iyi bir doktora yönlendirmesini rica ettiğim Ankara'daki bir doktor intestinal metaplazi H.Pyloria bakterisi sebebiyle olmuş Ankara'ya gelirseniz yardımcı olabilirim diye yanıtladı mailimi. İstanbul'dan Ankara'ya ne kadar süreceği belli olmayan bir muayene ve tedavi süreci için, İstanbul'da alternatifi varken gitmek ne kadar anlamlı siz değerlendirin.
Bir doktor arkadaşım var, ona da sordum durumu... Çok ciddiye almam gerektiğini söyledi. İstanbul'a gelsin bir yüzyüze konuşacağım. Yine sonucu buradan yazarım...
Fakat bu reflü denen hastalığın en büyük sebebi olan, ayrıca vatandaşlarımızın %80'inde bulunan, halkımızın helikopter bakterisi olarak da isimlendirdiği gelişmekte olan ülke bakterisi Helicobacter Pyloria'nın şimdiye kadar gittiğim sürüyle doktor tarafından neden ortaya çıkarılmadığını düşünüyorum. Doktorlar yoğun çalışıyor tamam fakat bu bence ciddiyetsizlik. İşini ciddiye almama durumu. Veya vatana ihanet gibi birşey...
Özellikle 2000'in başlarından bu yana sürekli özel hastanelere gidiyorum. Arada devlet hastanesine de gitmedim değil. Zaman zaman iş amacıyla İstanbul dışında çıktığım için, farklı illerde de çeşitli özel hastanelere gidiyorum. Yani hiç bir doktor neden bu işin ciddiyeti konusunda beni uyarmadı, reflü için endoskopi, biyopsi önermedi de talcit, rennie verip verip mevzuyu kapattılar anlamak çok zor, üstelik H.Pyloria bu kadar yaygınken...
Kusur ile ilgili kök sebebi bulmak önemli, etraftan dolaştığında an gelip ayağına dolaşır... Bir mühendis için bu çok net.
Okunacak o kadar çok yazı var ki... Bu günlüğe Helikopter bakterisi hakkında ayrı bir modül açacağım galiba.
İnternette DoktorSitesi, DoktorTakvimi gibi web sayfaları ve doktorların konuyla ilgili kendi hazırladıkları sayfalar var. İki doktora mail atarak, bir doktora da bu sayfalar üzerinden biyopsi raporumu yollayarak bilgi talep ettim. Merak ettiğim bu noktadan sonra geriye dönüş, iyileşme şansı var mı... Tabi bu yorumlara para vermediğim için cevap verme zorunlulukları yok ve çoğu doktor için iş sadece iş. Dolayısıyla para vermeden yorum yapmalarını talep edebilirim fakat beklenti içine girmek doğru olmaz... Örneğin İstanbul'da iyi bir doktora yönlendirmesini rica ettiğim Ankara'daki bir doktor intestinal metaplazi H.Pyloria bakterisi sebebiyle olmuş Ankara'ya gelirseniz yardımcı olabilirim diye yanıtladı mailimi. İstanbul'dan Ankara'ya ne kadar süreceği belli olmayan bir muayene ve tedavi süreci için, İstanbul'da alternatifi varken gitmek ne kadar anlamlı siz değerlendirin.
Bir doktor arkadaşım var, ona da sordum durumu... Çok ciddiye almam gerektiğini söyledi. İstanbul'a gelsin bir yüzyüze konuşacağım. Yine sonucu buradan yazarım...
Fakat bu reflü denen hastalığın en büyük sebebi olan, ayrıca vatandaşlarımızın %80'inde bulunan, halkımızın helikopter bakterisi olarak da isimlendirdiği gelişmekte olan ülke bakterisi Helicobacter Pyloria'nın şimdiye kadar gittiğim sürüyle doktor tarafından neden ortaya çıkarılmadığını düşünüyorum. Doktorlar yoğun çalışıyor tamam fakat bu bence ciddiyetsizlik. İşini ciddiye almama durumu. Veya vatana ihanet gibi birşey...
Özellikle 2000'in başlarından bu yana sürekli özel hastanelere gidiyorum. Arada devlet hastanesine de gitmedim değil. Zaman zaman iş amacıyla İstanbul dışında çıktığım için, farklı illerde de çeşitli özel hastanelere gidiyorum. Yani hiç bir doktor neden bu işin ciddiyeti konusunda beni uyarmadı, reflü için endoskopi, biyopsi önermedi de talcit, rennie verip verip mevzuyu kapattılar anlamak çok zor, üstelik H.Pyloria bu kadar yaygınken...
Kusur ile ilgili kök sebebi bulmak önemli, etraftan dolaştığında an gelip ayağına dolaşır... Bir mühendis için bu çok net.
Okunacak o kadar çok yazı var ki... Bu günlüğe Helikopter bakterisi hakkında ayrı bir modül açacağım galiba.
Yorumlar
Yorum Gönder